• Turkish
  • English
  • German
  • Google ÇeviriÇeviri tarafından desteklenmektedir
    Google ÇeviriÇeviri tarafından desteklenmektedir

Ne aramıştınız?

İnsan bedeni çok yüksek teknolojiyle üretilmiş bir internettir diyebiliriz. Bir kompüter olarak evrenin ve kâinatın çeşitli seviyeleri ve katmanlarıyla temasa geçebilecek çok yüksek teknolojik bir sistemdir. 

Çeşitli hormonları, salgı bezleri ve salgıladığı enzim veya kimyasallarla insan, bunu yapabilecek çok özel bir donanıma sahiptir. Bir takım ibadetlerle, meditatif çalışmalarla, şeklî bazı hareketlerle bu enerji frekansı yükseltilebilir; odaklanma, besin, koku, duman veya otlarla bazı kimyasallar salgılanabilir ve çeşitli derecelerden bağlantı sistemleri kurulabilir. Bunlar kimi zaman sezgisel bir farkındalıkla, bedenin tamamen gevşediği meditatif bir hâlde veyahut bir transın kademelerinden olabilir. 

Şairlikle gelen ilhamlarda, evliya ve dervişlerin aktarımlarında, peygamberlerin vahiylerinde bu mekanizma ve sistem kurulur ve kâinatın çeşitli dereceleriyle, katmanlarıyla, bilgi frekanslarıyla; bu bedendeki bir sistem vasıtası ile temasa geçilir. 

Her birimiz hayatın içerisinde bu sistemi farklı şekillerde kullanmaktayız. Bir şeyi sezmek, bir şeyi fark etmek istediğimizde beynimizdeki başta epifiz bezi, hipofiz bezi, tiroid bezi olmak üzere çeşitli hormonları kullanarak bu odaklanmaları yapabiliriz. Geçmişte bunu arttırmak için bazı tarikatlarda çeşitli bitkiler ve otlar kullanılmakta iken ise bugün ise kimi sanatçılar da bir resimde ya da bir film senaryosunda sanatsal ilhamlarını arttırabilmek üzere yine çeşitli yardımcı elemanlar kullanabilmektedir. 

Bu sistem dışsal takviyelerle arttırılabilir, evet ama asıl istenilen, doğru ve güzel olan; bizim kendi varlığımızı tanıyarak kendi bedenimiz içerisinde bu kapıları şuurlu bir şekilde açabilecek hâlde olmamızdır. Nereyle nasıl bağlantı kuracaksak, bu bağlantının içsel taleplerini doğru oluşturabilecek ibadet veya meditatif çalışmalarla, nefes ve hareketli meditasyon çalışmalarıyla, hareketli çalışmalarla kendimizi doğru bir şekilde eğitmemiz mümkündür. 

Bazı kişilerin doğuştan geleceği hissetmek ile, bunu yaşayabilme ile ilgili yeteneği olabilir. Kimisi yeteneğini falcılık olarak kullanıp sadece gelecekle ilgili bazı aktarımlar yaparak bu yeteneğini sergilerken kimi insanlar da bunu gerçekten bir vazife olarak görüp insanlara belli bir bilginin, bir tesirin, bir enerjinin aktarımı için kullanabilir. Her birimiz, bu yeteneklerle, bu bedenin içerisinde iken de varlığımızla, özümüzle, kâinattaki çeşitli sistemlerle irtibata geçebiliriz. Seviyemiz, titreşimimiz, meşgul olduğumuz alanlar neyse kâinatın o alanlarıyla irtibata geçeriz. Oturduğumuz apartmanda belli komşularımız, o komşularla belli bir alışverişimiz, selamlaşmalarımızda; iş yerimizdeki arkadaşlarımız ilişkimizde; okuduğumuz okuldaki arkadaşlarımız, dostluklarımızda olduuğu gibi belli bir frekansın içerisinde de belli kişilerle iletişime geçeriz; bu ruhsal sistemde de böyledir.

Kendisiyle ilgili çok fazla sorunu olan, hayattan aşırı derecede beklentisi olan, bencilce istekleri ve talepleri olanlar, bunların yerine getirilmesi için bazı daha alt ve geri sistemlerle bir araya gelebilirler. Egosu yüksek olanlar ve sadece bencilce kendi çıkarları için, kendilerini göstermek ya da nefisleriyle ilgili bazı alanlarda çalışma isteği içerisinde olanlar, ruhsal deneyim çalışmalarında çok alt ve geri frekanslarla bağlantılar kurarak obsesif olabilir veya bir enerji tasallutu altına girebilirler. Bu kişiler öncelikle ego ve benlikleriyle ilgili durumları iyileştirmeli, bundan sonra bu tür çalışmalar yapmalıdır.

Kendimize gerçekten güvenip, sistemi fark etmiş olarak, gerçekten bütünün hayrına bir şeyler yapmak istediğimizde ise göğün bambaşka kapıları bizlere açılmaya başlar ve çok daha kaliteli ilhamlar almaya başlarız; varlığımızın çok farklı katman ve seviyelerinde bilgi akışları başlar. Herhangi bir soru sorduğumuzda sadece madde üzerine değil, madde ötesi alemlerde dahi sorularımız cevaplanır ve ilham almaya başlarız. 

Bugün bilimsel deneyler olarak da yapılabildiği üzere bedenimiz buradayken kâinatın çeşitli kat ve katmanlarında seyahat edebiliriz. Çeşitli meditasyon esnalarında beyne bağlanan ölçüm cihazlarıyla o anki beyindeki elektrik frekansları ölçülmekte; ne kadar mutlu, ne kadar mutsuz, ne kadar derinleşilmiş, beyinde ne kadar çeşitli hormonlar salgılanıyor; bunların her biri tespit edilebilmekte ve aslında o andaki bağlantının aşamaları dahi teknolojik olarak neredeyse görülebilmektedir. Bu ruhsal bağlantıların tarihte birçok örneği mevcuttur. Örneğin, Mevlânâ aktardığı ifadeleri kendisinin de öğrenmek istediğini ifade ederek, “Bu benden çıkanı ne olur yazın da ben de okuyayım, ben de öğreneyim.” der. Birçok peygamberde de durum bu şekildedir. Ümmîlik yani aktardığını, söylediğini bilmeme hâli, o anda kâinatın dili olarak kâinatın dillendirilmesi, bedenin bir radyo gibi aktarım cihazı olma hâli vardır. 

Burada yapacağımız ve kolayca fark edeceğimiz şey şudur: Evet, kâinatın bir internet ağı vardır ve bizler bu internet ağına bağlanabiliriz. Seviyemiz ve frekansımız ne ise bu frekans ölçüsünde çeşitli bilgilerle irtibata geçebilir, kâinattan beslenebiliriz. Bilgiyle, tesirle, enerjiyle beslenerek buradaki bilgileri hayatımıza geçirebiliriz. Göğün kapısı her birimiz için her an açıktır; yeter ki niyetimizi ve frekansımızı doğru oluşturalım. 

Sevgilerimle

Hoşça kalın.