• Turkish
  • English
  • German
  • Google ÇeviriÇeviri tarafından desteklenmektedir
    Google ÇeviriÇeviri tarafından desteklenmektedir

Ne aramıştınız?

Hayat nefes ile başladı ve nefes ile devam etmektedir ve tüm organlarımıza hayatın enerjisini, ışığını taşıyan şey, oksijen ve nefestir. Nefesin beraberinde su, tuz, ışık gibi yardımcı elemanlar da görev alır ama nefes alınamadığında sistem tıkanır.

Bazı insanlar, hayat içerisinde bilerek veya bilmeyerek nefesini kesmiş ve kısıtlandırmış olabilir.

Bazı yerlerde nefesini tutmuş, blokaj koymuş, hayatı içine alamadığı hâl ve durumlarda nefes almayı bir anda durdurmuş olabilirler. Bazı insanlar ise çok az bir nefes ile hayatını şimdiye kadar sürdürmüş olabilir.

Bizler nasıl nefes alıyorsak hayatı da o şekilde yaşarız. Dolu dolu, zengin bir nefesle mi yoksa çok kısıtlı, çok az, yaşayabilecek oranda bir enerji ile mi hayata şimdiye kadar devam ettik?

Şok ve kazalarda o hâl ve durumu aşağıya itebilmek, görmezden gelip unutturabilmek için nefes kesildiğinde ve o an için tutulduğunda; ileriki zamanlarda da kesik kesik ve kısık kısık devam eder ve başta akciğerler olmak üzere kalın bağırsakta ve kalp sisteminde büyük etkiler yapabilir.

Öncelikle oksijenin nerede az alındığını tespit etmek oldukça önemlidir. Ciğerlerin bölümlerine ve nefesin nerelerde alınmadığına dair duygu ve düşünce testleri yapabiliriz veya bol ve derin nefeslerle akciğeri -bir balonu şişirir gibi- aşağıdan yukarıya doğru doldurup boşaltarak tam dolu ve tam boş hâle getirebilir Böylece almayı ve vermeyi tam olarak deneyimlemek üzere çalışmalar yapmış oluruz. Bu konuda bolca yol ve yöntemin olmasıyla birlikte temel olan şey şudur: tam bir nefes alabilmek ve tam bir nefesi bırakabilmek.

Nefesi tam alabilmek, özellikle kaburgaların altlarına, göbeğe hatta göbeğin altından leğen kemiklerine kadar oksijeni, havayı gönderebilmekle mümkündür: oradakileri yavaş yavaş sağarak, bir balonun havasını tamamen indirip boşaltır gibi bırakma eylemine geçmektir. Bu, aynı zamanda bizim duygu ve düşüncelerimizi de kolaylıkla alarak ve vererek bir yaşam deneyimlememizi sağlar.

Zihin çoğunlukla nefesi takip eder.

Nefes, kendisine yol verdiğimizde düşüncelere, düşünceleri doğru şekilde kanalize ettiğimizde ise duygularımıza, hayatımıza ve davranışlara olumlu etkiler yapar.

Nefesi doğru hareketlerle birleştirerek kullanmamız önemlidir ve oksijenin gittiği yerde hayat başlamaktadır. Biz bir parmağımızı hareket ettirdiğimizde oraya kan göndermiş, kanla beraber de oksijen göndermiş oluruz. Bilmeliyiz ki hareket ile nefes bir bütündür ve bizler herhangi bir yerde olan bir rahatsızlığı veya sorunu, bir enerji eksikliği ve tıkanmasını hareketlerle aşabiliriz.

Öncelikle hangi kaslarımızın, hangi kemik ve eklemlerimizin ne kadar esnek ve gergin olduğunu veya bir sıkışma ya da sertleşme olup olmadığını tespit etmemiz önemlidir. Örneğin, parmaklar geriye doğru açıldığında, iç kolda gerilimler meydana geliyor ve küçük parmak ile yüzük parmağında da artış gösteriyorsa bilinmelidir ki ince bağırsaklar zorlanmış olabilir ve ateş sistemi biraz azaltmış veya harlanmış olabiliriz. Burada kalbe dikkat etmek önemlidir ve yapılacak şey; her gün bu bölgeleri açma girişiminde olmaktır.

Nerede bir tıkanma varsa o tıkanıklıkları yani gerginlik ve sertlikleri açarak orayı iyileştirmeye doğru bir adım atmış oluruz. Ağrı ile birlikte, oraya bağlı olan iç organlarındaki asitlerin veya yığılmaların ve onların da tekabül ettiği meridyenlerin, enerji kanallarının iyileşmesini sağlamış oluruz. Spor yapmak için her zaman vakit ayırılamasa dahi organ sağlığımız, beden sağlığımız için yürüyüşler yapmamız, basit esnetmeler yapmamız önemli ve faydamızadır.

 

Sevgilerimle,

Hoşça kalın.