• Turkish
  • English
  • German
  • Google ÇeviriÇeviri tarafından desteklenmektedir
    Google ÇeviriÇeviri tarafından desteklenmektedir

Ne aramıştınız?

Kurallar, otorite ya da emir olarak anlatılanlar, otorite figürleri tarafından verilen emirler kişisel gelişim sürecinde bazen rahatsızlık oluşturabilir. Hayatınızdaki birisi sizden bir şey istediğinde, ‘bana bunu getir’, ‘bana şunu ver’ ya da ‘şunu verir misin?’ gibi sözler söylediğinde içinizde bir tepki oluşmuş olabilir ya da çocukluğunuzda anne veya babanızın size yapmış olduğu kural koyucu bazı etkilere olan rahatsızlığınız devam ediyor olabilir. Rahatsızlık oluştu ise sebebini fark etmek ve otorite ile barışmak önemlidir; otorite ile barıştığımızda ve bize ne anlatmak istediğini fark ettiğimizde dönüşüm başlar. Hayatın gerçek otoritesi aslında sizsinizdir ama o koltuğu boş bırakırsanız sizin yerinize başkaları karar vermeye, hayatınızı sizin yerinize yönetmeye başlayabilir. Çocukluk döneminizi baskıcı anne ve baba ile geçirmiş olabilirsiniz, ki bu da bir ihtiyaçtı. O baskıcı anne-baba, koyduğu aşırı kurallarla belki de sizi hayat ile dünya ile topraklamış, gerçek dünya ile bağ kurmanızı sağlamıştır ve sizler bu ihtiyaçları görüp fark etmediğinizde ileriki zamanda eşiniz ile patronunuz ile devlet ile yani otoriter figürlerle de sorunlar yaşamış olabilirsiniz. Bizler önce otoritenin anlamını kavrayarak, sonra da bu otoriteyle olan sorunumuzun kaynağını görerek çözüme ulaşabiliriz. Otoriteye, kurallara ve disipline niye ihtiyaç duyduğunuzu anlamanız önemlidir. Siz eğer o kural kalktığında kendiniz için gerçekten hayırlı ve faydalıyı yapacak durumda değilseniz dış otoriteye olan ihtiyacınız devam eder. Her şeyi boş veren bir kimse iseniz ve içeride tembellik, ertelemecilik potansiyeliniz var ise birisinin sizi dürtüklemesine ihtiyaç duyarsınız. Bu sebeple seçmiş olduğunuz aile üyesi hayatınızdan gittiğinde, ihtiyacınız hâlâ devam ediyor ise onun yerine bu sefer -bir patron, bir müdür, bir devlet ya da kurumsal bir yönetici olsun- farklı dışsal otoriteleri koyarsınız. Sizler kendi hayatınızın sorumluğunu alırsanız, işlerinizi güzel bir ajandayla düzenleyebilirseniz; günlük, aylık, yıllık programlar yapıp aslında kendiniz için gelecekle ilgili güzel eylemler çağırabilirseniz o zaman dışarının sizi baskı altına almasına olan ihtiyacınız azalır ve içsel özgürlük sürecinizi başlatırsınız. İçinizden “Bu kadar basit olabilir mi?” diyebilirsiniz. Evet, bu kadar basit! Sizler kendi hayatınızın yöneticisi iseniz, bunun siparişini ve ihtiyacını da siz dillendirmiş, siz istemişsinizdir.  Geçmişteki otoritenin üzerinizdeki baskısının nedenini fark edip orayı teşekkür ve şükürle kucakladığınızda, bugünkü hâli de kucaklayıp size bugüne kadar uygulanan baskının şükrü ile yeniden bunları üzerinizden kaldırabilirsiniz. Fakat şükredecek bir hâlde değilseniz, bu hâli kabul edemiyorsanız gelecekte de aynı olaylara ihtiyacınız içeride devam eder. Öncelikle bugüne kadarki otorite sorunları olarak gördüklerinizin sizinle alakalı olduğunu fark etmeniz ve o otorite figürleri ile olan kavganızı bitirmeniz çok önemlidir. Otorite ile olan sürtüşmelerinizin devam etmesi, oranın sizin üzerinizdeki etkisini fark etmemeniz ve onu bırakmak istememenizden kaynaklanır. Asıl dönüşümün ince noktası ve bilgisi şudur: Her biriniz kendi hayatınız içerisinde kendi kaderinizi oluşturan gerçek otoritelersiniz. Başka otorite figürlerine kızıyor gibi yaparken işin aslında kızdığınız, öfkelendiğiniz kendinizsinizdir. Yeryüzünde O’nun suretinde yaratılıp gerçek bir otorite olarak kendi hayatını yaratma yetkinizi yargılamaktan, suçlamaktan vazgeçip tam tersine onu kucakladığınızda otoriteyle barışmış olursunuz. İster anneniz, babanız, geçmişteki otoriteleriniz olsun, ister kendi yaratımlarınız olsun, barışırsınız. Her birimiz tatlı, güzel yaratımlı, yarattığımızı onaylayan ve kabul eden güzel günler içinde olalım.   Sevgilerimle Hoşça kalın.