• Turkish
  • English
  • German
  • Google ÇeviriÇeviri tarafından desteklenmektedir
    Google ÇeviriÇeviri tarafından desteklenmektedir

Ne aramıştınız?

Kendinden kendine bir yolculuğa çıkmaya hazır mısın? 

Evlerin, iş yerlerinin ve sarayların kapıları varken insanların kapısı olmadığı düşüncesi yanıltıcı olabilir. Aslında içeriden içeriye doğru açılan bir sürü kapılarımız var. Bunlar neler mi? Gelin birlikte keşfedelim.

Öncelikle her birimizin yedi kapısı vardır ve bu kapıların da farklı unsurları vardır. Ağzımız, burnumuz, gözlerimiz, anüsümüz ve idrar yollarımız gibi birçok yerde kapılarımız var. Ancak bunların dışında hormonlarımız ve enerji kapılarımız da vardır.

Bunlardan bir tanesi Toprak Kapısı'dır. 

Toprak Kapısı'nda neler oluyor? Bu nasıl bir kapıdır? 

Burası köklenme ve hayatla bağ kurmanın kapısıdır. Peki herkes hayatla bağ kurabiliyor veya köklenebiliyor mu? 

Hayır. Kimisi savruluyor, kimisi de bu hayatı sevmiyor ve bir an evvel buradan kaçmak istiyor. Kendilerini herhangi bir şeye ait hissetmiyorlar. Öte yandan bazıları hayata gerçekten kökleniyor fakat bu kişilerin de bir kısmı aşırılıklarla, aşırı madde kullanımıyla, kaba kelimelerle, olumsuz duygularla veya bağımlılıklarla köklenebiliyor. Aslında bunlar da köklenmenin negatif unsurları yani Toprak Kapısı'nın olumsuz kullanımıdır. Ancak bir şekilde topraklanmış oluyorlar. Öte yandan hayata gerçekten severek, sevgi bağları ve sevgi köprüleri kurarak da köklenmek mümkündür.

Diğer taraftan bir kapımız daha var ki, o bizim üretkenlik kapımız diyebileceğimiz Yaratım Kapısı'dır. 

Hayat içerisinde neler üreteceğiz, neler yaratacağız ki bu yaratımlarımız bize fayda sağlasın? Çünkü bir taraftan korku ve endişe de bir yaratımdır. Kişi endişelerini bir yaratım olarak hayatına davet edebildiği gibi tam tersine hayata güvenerek, onu severek ve sevildiğini hatırlayarak bambaşka, yepyeni yaratımlar da gerçekleştirebilir.

Bunun bir sonrasında öyle bir kapımız var ki, o da Güç Kapısı. 

Her türlü enerji alanını güçlendirerek seni güç enerjisiyle buluşturarak iyiden iyiye yükselten bir kapı. 

Buradan içeriye girerken hayatında birçok zorluklar yaşayanlar yok mu? Tabii ki var. Özellikle güç isteyenler, o alanı güçlendirebilmek için çeşitli zorluklarla karşılaştılar. Oysa bu kapıdan; gücün nereden geldiğini bilerek, gücün farkındalığıyla geçilebilir ki özellikle yolcu kitabında bunu detaylı ve yoğun bir şekilde anlattık.

Gücü doğru kullandığında ya da bu kapının anahtarını doğru şekilde kullanabildiğinde güç sana akar, seninle birlikte olur. Fakat güce taparsan, gücün kendinin olduğunu zannedersen güç seni kullanmaya başlar. Ve fark edersin ki sen gücün esiri olmuşsun.

Elbette bir de Sevgi Kapısı var. 

Birbirimizi severek, sevgiyle birbirimize akarak sevgiyi içeri alırız. Tabii ki bu kapının sadece olumlu tarafları değil, olumsuz tarafları da var. 

Katılıkla, gaddarlıkla, kendini sevmeyerek, belki de etrafındakilere hoş olmayan davranışlar yaparak, içeriden acımasızca davranışları besleyerek, aşağıdaki kapıların yeteri kadar hakkını vermediklerinde kişiler, bizim cennet kapısı dediğimiz sevgiden içeri giremiyor.

Bu kapıdan sonra ifade etmenin, talep etmenin, dillendirmenin ve dileklerin kapısı var.

Sen ifade ettikçe, ifadenin anahtarını doğru kullandıkça yaratımların çok güzel, bambaşka olabiliyor.

Bir sonraki kapı Dönüşüm Kapısı'dır. 

Kendini bir noktaya kadar getirdin ve şimdi Dönüşüm Kapısı'nı açan bir anahtarın var. O anahtarı doğru şekilde kullandığında, o ana dek getirdiğin her şeyi yenileyebilme ve dönüştürebilme hakkın var. İstediğin gibi dönüşebilir veya yenilenebilirsin, peki nasıl yapacaksın? 

Bu noktada, duygularını, düşüncelerini ve duygularla birlikte aklî ve kalbî sistemlerini fark ederek, doğru şekilde okuyup doğru yerlere koymak durumundasın. Ayrıca ilişkilerini, ilişkilerindeki yansımalarını ve kendini görmek durumundasın. Artık hayat aynasında okuma, fark etme ve idrakine varmak var. Ve idrak kapılarının her basamağında kendini okumak var. Kendini okumayan insan hayatı okuyamaz, hayatı okuyamamak da bu hayatı ona vereni, görüp okuyamamasına sebep olur.

Bundan sonraki kapı, yeryüzünden gökyüzüne açılan Gök Kapısı'dır. 

Bu gökyüzü kapısı, kâinat internetine bağlanabilme, kâinatın sırlarını, bilgilerini bilen değil, bildirilen olabilmenin anahtarını sunabilir. Tabii ki, her birimiz bunu bambaşka yolculuklarla, bambaşka tatlarla her an içeride yapabilme gücüne sahibiz. Öte yandan, şöyle bir şey var ki, eğer sen bu dönüşümün anahtarını doğru şekilde 'klik' diye açabiliyorsan 

-www.unalguner.com yazıp enter tuşuyla istediğin bağlantıyı açtığın gibi- bu kapı da senin gökyüzü kapının bir nevi giriş tuşu. Çünkü gökyüzü kapın sana, aşağıdan getirdiklerinle yukarıyı sunar.

Eğer sen bu kapıların nerede, nasıl bulunduğunu, nasıl açılıp nasıl kapanacağını veya birinin hakkını vermediğinde tekrardan aşağı döneceğini biliyorsan; her birinde neler yapacağını, elementini, enerjisini, frekanslarını bilip, kendinde bunları görerek tanırsan, kendi kitabını ve yolculuğunun kitabını da kendine bildirmiş olacaksın. Aslında Yolcu kitabı da kahramanın kendine yolculuğunu sana anlatıyor olacak.

Sen önce bu yedi kapının hakkını verebildiğinde yeni bir yol açılıyor senin için: 13 Kapı. 

13. kapının da hakkı var. Onun da hakkını farkındalık ve idrak ile verebiliyorsan, bu sefer onun üzerinde 19 var diyeceğiz. 

O 19'un, 19 katın kendindeki, hayattaki, kainattaki ve evrendeki sırları bilgisi ile bilgeliğe ulaşacaksın. Haydi gel, yola çıkalım, yolcu. 

Sevgilerimle.